Matematik Bilimleri Tarihi, insanoğlunun niceliksel bilginin üretimi ve bu bilginin kullanımı adına gerçekleştirdiği her şeyin tarihidir. Dolayısıyla, insanoğlunun söz konusu faaliyetiyle ilgili günümüze ulaşan her türlü veri ve malzemeden hareket ederek niceliksel bilginin ortaya çıkışı, gelişimi, değişimi ve dönüşümü ile bunların farklı zaman ve mekânlardaki hareketini, bugünü düne ve dünü bugüne taşımadan, yakın ve uzak ilişkide bulunduğu diğer bilimlerin tarihlerinin de yardımıyla değerlendirir.
Bu bilim tarihi disiplini, matematik bilimlerin geniş zaman dilimi içerisinde konularının çokça çeşitlenmesi gerekçesiyle mezkûr değerlendirmeyi sistematik bir şekilde gerçekleştirebilmek için bir taraftan tarihsel dönemlendirme yaparken diğer taraftan alt disiplinler ihdas eder. Tarihsel dönemlendirme, matematiksel bilgilerin günümüze ulaştığı en erken zamanlardan (M.Ö. 2500 civarı) yaklaşık milada kadar bir veya birden çok kavmin kurduğu medeniyet ve bunların aktif olduğu tarih aralığı temelinde belirlenir. Bunlardan aslî olanlar kronolojik olarak Mezopotamya, Mısır, Hint, Çin ve Yunan kültürleri şeklinde sıralanabilir. Milattan sonraki dönemler için ise farklı değişkenler söz konusudur. Özellikle 7. yüzyılda yeni bir dünya görüşüyle ortaya çıkan, var olana yeni bir bakış açısıyla bakmayı teklif eden, sadece emir ve nehiyler bütünü değil kendisini bir yaşam tarzı olarak sunan ‘İslam’ etrafında şekillenen güçlü devletlerin himayesinde niceliksel bilginin üretim ve kullanımlarının yaklaşık bin yıllık serüveni ‘İslam dönemi’ üst başlığı altında incelenir. Diğer yandan Avrupa’da ve onunla bağlantılı olarak Batı toplumlarında matematiksel bilginin üretimi, gelişimi ve dolaşımı kendi içinde medeniyet tarihi dönemlendirmesine paralel olarak kısımlara ayrılır. Buna göre 5. yüzyıldan 15. yüzyıla kadarki dönem “Orta Çağlar” olarak isimlendirilir. 15. ve 16. yüzyıl Rönesans dönemidir. 17. yüzyıldan itibaren ise “yeni bilim”in ortaya çıkmasıyla modern matematiğin temelleri atılır. 19. yüzyıl ve sonrası ise “modern” ve “çağdaş dönem” olarak tanımlanır.
Alt disiplinler ise tarihsel süreçte bir ilim dalı olarak ortaya çıkış dönemlerine göre matematik tarihi altında listelenirler. Ancak en başından itibaren temelde hesap, cebir ve geometri şeklindeki bir ayrımdan söz edilebilir.
Tüm bunların ışığında Matematik Bilimleri Tarihi Anabilim Dalı, insanoğlunun niceliksel olanla tarih boyunca sürdürdüğü ilişkiyi anlamaya ve bu ilişki bağlamında geleceğe projeksiyon tutmayı amaçlar. Esasında bu amaç, niceliksel olanla ilişkisi bağlamında, bir yönüyle insanı anlamlandırmayı da içerir.
Söz konusu amaç etrafında matematiğin gelişim sürecini, matematik kavramların evrimini, matematikçilerin katkılarını ve matematik düşüncenin kültürel ve tarihsel bağlamını anlamaya yönelik sorular sorar. Bunlar matematik kavramların kökeni, matematikçilerin hayatları ve katkıları, matematik yöntemler ve teoriler, matematik yayınlar ve eğitim, matematik ve diğer disiplinler arasındaki etkileşim, matematik düşüncenin evrimi, kültürel ve coğrafi farklılıklar şeklinde özetlenebilir.
Matematik bilimleri tarihi araştırmalarında birincil ve ikincil olmak üzere iki tür kaynak kullanılır. İlkine bizzat matematikçilerin kendilerinin kaleme aldığı el yazması matematik kitaplarıyla bunların tıpkıbasımları veya tahkikli neşirleri yanında incelenen dönemin kültürel ve tarihi belgeleri; matematiğin uygulandığı tarihi belgeler, mühendislik çizimleri, astronomi gözlem notları, ticaret kayıtları vb. kaynaklar örnek gösterilebilir. İkincisinde ise alandaki akademik makaleler ve kitaplar, ünlü matematikçilerin hayatlarını ve çalışmalarını anlatan biyografiler, matematiksel düşüncenin ve uygulamaların tarihsel ve kültürel bağlamını ele alan analizler sayılabilir.
Matematik bilimleri tarihi araştırmalarında kullanılan yöntemler, tarihsel analiz, metinsel analiz, sosyal ve kültürel analiz ile biyografik yöntem olmak üzere dört başlıkta ele alınır. Tarihsel analizde bir taraftan matematiksel gelişmeler kronolojik sırayla incelenip önemli olaylar ve dönüm noktaları belirlenirken diğer taraftan farklı kültür ve medeniyetlerin matematiksel gelişimleri karşılaştırılır. Metinsel analizde ise tarihi matematiksel metinlerin ve el yazmalarının ayrıntılı analizi ve yorumlanması yapılırken bu metinlerdeki matematik dili ve sembolleri çözümlenir. Sosyal ve kültürel analizde matematiğin gelişimini etkileyen sosyo-kültürel faktörler yanında matematiksel keşiflerin ve teorilerin dönemin sosyolojik olaylarıyla ilişkisi araştırılır. Biyografik analizde ise, matematikçilerin yaşam öyküleri üzerinden matematiksel bilgi üretimlerindeki etkileri incelenir.
Matematik bilimleri tarihinin ilişki içerisinde bulunduğu alanlar, bilimler tarihi çatısı altındaki diğer tüm bilimlerin tarihi, özellikle de astronomi tarihi, coğrafya tarihi, felsefe, tarih, filoloji, eğitim bilimleri tarihi, arkeoloji ve paleografidir.
Matematik bilimleri tarihi çalışmalarının dünya akademisinde yer bulması, 19. yüzyılın sonlarından 20. yüzyılın başlarına kadar uzanmaktadır. Bu süreç, matematiğin tarihine olan ilginin artması ve matematiksel bilginin kökenleri ile evrimini anlamaya yönelik bir akademik disiplinin oluşmasıyla başlamıştır. Günümüzde bu alanda üretilen bilgi, akademik programlar ve bölümler, uluslararası kuruluşlar, konferanslar, akademik yayınlar ve multidisipliner yaklaşımlar üzerinden üretilmekte ve aktarılmaktadır.
Matematik Bilimleri Tarihi Anabilim Dalındaki araştırmaların entelektüel kıymeti, bilimsel anlayışın derinleşmesi, disiplinler arası bağlantılar, eğitimde yenilik, bilimsel ve felsefi düşüncenin evrimi bağlamında; afektüel kıymeti ise kültürel bağlam ve kimlik, motivasyon ve ilham, tarihi bağlantılar ve hikayeler, bilimsel mirasın korunması bağlamında açıklanabilir.